Sizler için hazırladığımız Bazı sıkça sorulan sorular
Kişilerin duygularını ve zihinsel süreçlerini anlamlandırmasına yardımcı olan bir süreçtir. Kişilerin yaşadıkları zorlukları aşmasına, geçmişte yaşananları ve gelecekte yaşanabilecekleri kavramalarına yardımcı olur.
Her psikoloji mezunu ya da psikiyatrist psikoterapist değildir. Psikiyatristler veya psikoloji lisans eğitimi sonrasında, klinik alanda yüksek lisansını tamamlamış uzman klinik psikologlar herhangi bir psikoterapi ekolünde uzmanlaştıktan sonra psikoterapist ünvanı alırlar.
Eğer içinde bulunduğunuz durum size bir çıkış yolunuz olmadığını düşündürüyor ve çaresizmişsiniz gibi hissettiriyorsa, kendinizi sürekli aynı konuyu düşünürken buluyorsanız, içinde bulunduğunuz durum işlevselliğinizi bozuyorsa yani aile, iş, sosyal ilişkileriniz mevcut durumdan olumsuz etkilenmeye başladıysa terapi seçeneğini düşünebilirsiniz.
Bütün terapi ekolleri merkeze danışanı koyar, danışanın ihtiyacı ve iyilik hali odaklıdır, kişide farkındalığı arttırmak, davranışsal ya da bilişsel bir değişim yaratmak ortak amaçtır. Terapideki amaç ya da amaçlar ortak olarak belirlenir seanslar bir çerçeve(sınır) içeresinde gerçekleştirilir. Psikoterapide birçok ekol vardır ve hangi ekol ile ilerlenmesi gerektiği terapistin eğitimine, danışanın ihtiyaçlarına ve beklentisine bağlı olarak değişebilir. Yapılan çalışmalar hangi ekol olursa olsun asıl iyileştirici ve dönüştürücü olanın terapist ve danışan arasında kurulan ilişki olduğunu göstermektedir. Terapi ekollerini birbirinden ayıran ise terapi yolculuğunun nasıl ilerlediği, ve bu yolculukta yanımızda taşıdığımız malzemeler (teknik) dir.
Süreç hangi terapi ekolü ile çalışıldığına bağlı olarak değişmekle birlikte genellikle ilk 2-3 seans değerlendirme seansıdır. Değerlendirme seansında terapist danışanın şikayetini detaylı olarak dinler, bugün yaşadığı durumu ve nedenlerini anlamak için danışanın geçmişi hakkında kapsamlı bilgi alır, gerekli görürse testler uygular, üzerinde çalışılacak hedef veya hedefler birlikte belirlenir. Ardından birlikte danışanın iyilik halini, işlevselliğini ve konforunu arttırmak için çalışılır. Nasıl ve hangi tekniklerle çalışıldığı hangi terapi ekolü ile çalışıldığına bağlı olarak değişir.
Nasıl bir binanın sağlam olması için iyi bir zemine ve temele ihtiyacı varsa sağlıklı ve etkili bir psikoterapi süreci için de iyi bir değerlendirme seansına ihtiyacımız vardır. Bugünkü nedenlerimiz geçmişte saklıdır. Bugünü ve danışanın terapiye getirdiği şikayeti daha iyi anlamak için terapistin öncelikle danışanın geçmişini bilmesi gerekir. Kişinin geçmişini anlatıyor olması, bildiği şeyleri anlatması demek değildir. Değerlendirme seanslarında terapist sorduğu sorularla kişinin anlatırken anlamlandırmasına, daha önce üzerine düşünmediği sorular üzerine düşünmesine alan açarak aslında farkındalık kazanmasına ve bugünü anlamlandırmasına da yardımcı olur.
Türk Psikologlar Derneği etik yönetmeliğinde danışana ait her türlü bilgi, değerlendirme, görsel kayıtın ya da yazılı metinlerin psikolog tarafından koruma altında tutulması gerektiği açıkça belirtilir. Danışanın anlattıkları sadece terapist ve danışan arasında kalacaktır eğer profesyonel amaçlar doğrultusunda bilgilerin üçüncü bir kişi ile paylaşılmasına ihtiyaç duyuluyorsa terapist izin almalıdır. Gizlilik ilkesi sadece şu durumlarda göz ardı edilebilir: Danışanın kendine, psikoloğa ve diğer insanlara yönelik bir zarar vermiş ve/veya verecek olma durumu söz konusu ise. Danışanın, 18 yaş altı çocuk veya ergen olduğu, cezai ehliyeti olmayan kişilerde her türlü kötüye kullanım durumlarında.
Terapi sıklığı ve süresi terapist ve danışan tarafından birlikte kişinin iyilik hali ön planda tutularak şikayetin şiddeti, ihtiyaç ve olanaklar doğrultusunda kararlaştırılır.
Danışanın ve terapistin daha verimli iletişim kurmaları dikkat ve odaklarını kaybetmemeleri adına evrensel olarak belirlenmiş süre 50-55 dakikadır.
Seans süresi, işleyişi açısından bir farklılık yoktur. Online terapilerde danışanın ve terapistin uyması gereken birtakım kurallar vardır. Kişinin görüşmeye bağlandığı ortam sakin, sessiz ve dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak olduğu taktirde online seanslar son derece avantajlı olabilir. Online terapi ağır vakalarda, krizlerde, kişinin kendisine veya başkasına zarar verme düşüncesi olduğunda tercih edilmez. Bunun dışında depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, sosyal fobi ve yeme bozukluğu gibi birçok bozuklukta etkisi kanıtlanmış bir terapi yöntemidir.